Büyüyen Türkiye, Yeni Türkiye.. Bu ikiliyi çok duyarız özellikle televizyon programlarında neredeyse her kanalı gezen '' Görevliler '' her mevzunun başında ve sonunda bu ikiliyi söyler
Peki neler oluyor bu Büyüyen Türkiye'de ?
1) Büyüyen Türkiye'de Ermenek'teki İŞÇİ CİNAYETİ'nde hayatını kaybeden Tezcan Gökçe'nin babası Recep Gökçe yırtık lastik ayakkabılarıyla uğurladı evladını..
2) Büyüyen Türkiye'de kaypak basın, '' Recep Gökçe'ye o ayakkabıları paralel yapı giydirdi '' der ve şakşakçıları da onay verir bu kansız haberciliğe..
3) Büyüyen Türkiye'de devletimiz, Recep Gökçe'ye 10 liralık yeni lastik ayakkabı hediye eder ve görevini tamamladığını zanneder, hemen bunun üzerine kaypak basın ''Devlet yardım elini esirgemiyor'' diye haberler yapar..
4) Büyüyen Türkiye'de halkı yönetenler 1000 küsur odalı saraylar yaptırıp arabalarını yeniler, Yırtık kara lastikle oğlunun mezarına giden Recep Gökçe '' Param yok, param olsa ben bu ayakkabılarla gezermiyim milletin içinde'' der..
5) Büyüyen Türkiye'de halk kendi vatandaşına bakmaz ama Suriye'deki, Irak'taki, Gazze'dekilerine yardıma koşar..
6) Büyüyen Türkiye'de bazılarının serveti ayakkabı kutularına sığmaz, bazıları 800 TL ile 4 kişilik aile geçindirmeye çalışır..
7) Büyüyen Türkiye'de menfaat ile yaşamak ön plandadır, şerefiyle yaşamak 2. plandadır..
8) Büyüyen Türkiye'de vatanı satan teröristler davul zurna ile karşılanır, Sokakta Şanlı Türk Bayrağı ile '' kahrolsun pkk'' diye slogan atanlar, vatana sahip çıkanlar biber gazı ile karşılanır..
İşte Büyüyen Türkiye'yi kısaca özetleyen 8 madde, Büyüyen Türkiyemiz Yeni Türkiyemiz böyle
Büyüyen Türkiye'de en çok Ahiret günü unutuluyor lakin unutmamak lazım şurada ne kaldı ki Ahirete ?
Ne Kaldı Yüce Allah'ın karşısına çıkıp Gerçek Hesabı Vermeye ?
Kalın Sağlıcakla..
Siyah Beyaz Başlamıştı Herşey..
21 Kasım 2014 Cuma
8 Kasım 2014 Cumartesi
Ama Londra'da da Öyle !
Zincirlikuyu metrobüs durağında
hergün kavimler göçü yaşanıyor, önümüzdeki senelerde servisler kaldırılacakmış..
hergün kavimler göçü yaşanıyor, önümüzdeki senelerde servisler kaldırılacakmış..
Kombine mi alsak ne yapsak
Londra'da da öyleymiş çünkü,
şehirlere giriş paralı olacakmış.
Londra'da da öyleymiş.
Peki bizim milletimiz
Metrobüse binmek için
Metrobüse binmek için
Metrobüsün dış dikiz aynasına kafa atacak kadar şuursuz, Londra'da da bunu yapan insanlar
var mıdır?
var mıdır?
Bizim milletimiz metro istasyonlarındaki, ''Lütfen İnenlere Öncelik Tanıyınız'' anonsunu ya da afişini ters algılıyor, Londra'da da insanlar böyle mi algılıyor ? Bizim milletimiz toplu taşımaya bindiğinde eğer yer yoksa direk kapı önlerine kamp kurar ki kendisi rahat insin, başkaları nasıl inerse insin umrunda olmaz, Londra'da da böyle bencillik var mı ? Bizim metrobüs şoförlerimiz duraklara son hızla gelip ani fren yaparlar ki yolcular sağa sola salınıp bir nevi spor yapsın, Londra'da da böyle düşünceli(!) şoförler var mı ?
Bizde Toplu Taşımaya binme sırası yoktur, Amerikan futbolu kuralları vardır, omuz mücadelesi ile yer kaparsın, Londra'da da böyle bir gelenek var mı ?
Londra'da bisiklet temel ulaşım araçları sınıfına girmiş, Ülkemizde işine, okuluna bisikletle giden kaç kişi var ?
Şehirlere girişler paralı olacakmış ancak Türkiye'de asgari ücret 891 Türk Lirası , İngiltere'de ise 1.264 Euro yani 3.570 Türk Lirasına tekabül ediyor peki hangi parametrelere göre şehirlere girişler paralı olacak ?
Velhasıl kelam, bir Amatör takıma Barcelona forması giydirseniz, o takım Barcelona gibi mi oynar. İşte anlatmak istediğim bu, boş kıyaslamalar yerine, önce halkın eğitim ve kültürüne önem verilmeli daha sonra gelirinin düzenli ve adaletli olmasına çalışılmalı, sonra bırakın Londra sizden feyz alsın..
29 Ekim 2014 Çarşamba
Çözülüm Süreci Soruları
Sokakta Yürüyen Sivil Askerleri Arkadan Vurma Eylemleri Sürecin Hangi Aşaması ?
Vatan Evlatları Korumasız Bırakılırken, Vatan Hainlerine Konvoylar yapılması Sürecin Hangi Aşaması ?
Bebek Katillerini Barış Elçisi İlan Edip, Adam Yerine Koyarak Fikir Almak, Özel Odalarda Ağırlamak Sürecin Hangi Aşaması ?
Şanlı Türk Bayrağını İndirmeye Cesaret Eden Soysuzlara Göz Yummak, Türk Bayrağını Sokaklarda Dalgalandıran Vatanına Sahip Çıkanlara Biber Gazı Sıkmak Sürecin Hangi Aşaması ?
Bir Futbol Maçında (Cizrespor-Göztepespor) İstiklal Marşı Okunurken Islık Çalanlara Fırsat Vermek Sürecin Hangi Aşaması ?
3-5 Soysuzun Kameralar önünde Türk Askerine ve Türk Halkına Hakaret Etmesine Ses Çıkarmamak Sürecin Hangi Aşaması ?
Akıllı Sanılan 63 Adam ile Kahvaltılar Yapıp, Akşam Yemekleri Yemek ile Vatanın Kurtulacağını Ummak Sürecin Hangi Aşaması ?
Diyarbakır, Şırnak, Tunceli, Hakkari İllerinde Yaşananlara Yayın Yasağı Getirmek, Zaten Uyuyan Halkı İyice Sızdırmak Sürecin Hangi Aşaması ?
Çözülüm Aşamalarını Yaz Yaz Bitmez, Yazsak Ne Oluyor ki Farkındalık Olsun Diyoruz Lakin Ahali Öyle Bir Uyuyor ki Uyandırmak Ne Mümkün Ama Uyandığında Uyuduğuna Çok Pişman Olacak O da Bir Gerçek..
UNUTMA EKMEK YEDİĞİN VATAN SENİN NAMUSUNDUR, YAPTIĞIN HAİNLİKLER SENİN NAMUSSUZLUĞUNDANDIR..
Vatan Evlatları Korumasız Bırakılırken, Vatan Hainlerine Konvoylar yapılması Sürecin Hangi Aşaması ?
Bebek Katillerini Barış Elçisi İlan Edip, Adam Yerine Koyarak Fikir Almak, Özel Odalarda Ağırlamak Sürecin Hangi Aşaması ?
Şanlı Türk Bayrağını İndirmeye Cesaret Eden Soysuzlara Göz Yummak, Türk Bayrağını Sokaklarda Dalgalandıran Vatanına Sahip Çıkanlara Biber Gazı Sıkmak Sürecin Hangi Aşaması ?
Bir Futbol Maçında (Cizrespor-Göztepespor) İstiklal Marşı Okunurken Islık Çalanlara Fırsat Vermek Sürecin Hangi Aşaması ?
3-5 Soysuzun Kameralar önünde Türk Askerine ve Türk Halkına Hakaret Etmesine Ses Çıkarmamak Sürecin Hangi Aşaması ?
Akıllı Sanılan 63 Adam ile Kahvaltılar Yapıp, Akşam Yemekleri Yemek ile Vatanın Kurtulacağını Ummak Sürecin Hangi Aşaması ?
Diyarbakır, Şırnak, Tunceli, Hakkari İllerinde Yaşananlara Yayın Yasağı Getirmek, Zaten Uyuyan Halkı İyice Sızdırmak Sürecin Hangi Aşaması ?
Çözülüm Aşamalarını Yaz Yaz Bitmez, Yazsak Ne Oluyor ki Farkındalık Olsun Diyoruz Lakin Ahali Öyle Bir Uyuyor ki Uyandırmak Ne Mümkün Ama Uyandığında Uyuduğuna Çok Pişman Olacak O da Bir Gerçek..
UNUTMA EKMEK YEDİĞİN VATAN SENİN NAMUSUNDUR, YAPTIĞIN HAİNLİKLER SENİN NAMUSSUZLUĞUNDANDIR..
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
3 Ekim 2014 Cuma
Neyin vahşeti ?
Sokak Ortasında, Kör Bıçakla İslami Usullere Uygunsuz Kurban Kesilmesini elbette Hoş Karşılamıyoruz.
Ancak '' Kurban Bayramı Her Yönüyle Katliamdır, Hayvanlar Katlediliyor '' diyenlere de şu hatırlatmaları yapıyorum..
1) T-bone Steak'ım Az pişmiş olsun dediğinizde o yediğiniz dana eti bostanda yetişmiyor..
2) Yılbaşında kesip dolmasını yaptığınız Hindiler, süslediğiniz çam ağacının meyvesi değil..
3) Burger'da yediğiniz Triple Whopper dalından ekmeğiyle beraber kopmuyor..
4) Madem Kurban Bayramını Vahşet Olarak Nitelendiriyorsunuz O Zaman 4 Gün Tatil Yapmayın Çalışın, Sözde Vahşete Ortak Olmayın..
Bir konu hakkında yorum yaparken iyi düşünmek, herşeyi ölçüp tartmak dikkatli olmak lazım.. Eğer düşünmeden atıp tutarsanız farkında olmadan namluyu kendinize çevirirsiniz..
Herkese derdi tasayı bir nebze unutturacak bir bayram diliyorum..
Ancak '' Kurban Bayramı Her Yönüyle Katliamdır, Hayvanlar Katlediliyor '' diyenlere de şu hatırlatmaları yapıyorum..
1) T-bone Steak'ım Az pişmiş olsun dediğinizde o yediğiniz dana eti bostanda yetişmiyor..
2) Yılbaşında kesip dolmasını yaptığınız Hindiler, süslediğiniz çam ağacının meyvesi değil..
3) Burger'da yediğiniz Triple Whopper dalından ekmeğiyle beraber kopmuyor..
4) Madem Kurban Bayramını Vahşet Olarak Nitelendiriyorsunuz O Zaman 4 Gün Tatil Yapmayın Çalışın, Sözde Vahşete Ortak Olmayın..
Bir konu hakkında yorum yaparken iyi düşünmek, herşeyi ölçüp tartmak dikkatli olmak lazım.. Eğer düşünmeden atıp tutarsanız farkında olmadan namluyu kendinize çevirirsiniz..
Herkese derdi tasayı bir nebze unutturacak bir bayram diliyorum..
30 Eylül 2014 Salı
Kahraman Türk Askeri Emperyalizme Hizmet Etmez !
Türk Askeri; Türkiye dışındaki ihtilaflara ortak edilmemeli, Emperyalizmin dümenine getirilmemeli.. Ancak görünen o ki bu oyunun içine Türkiye'de sokulacak, Umarım Perşembe günü TBMM Tezkereyi onaylamaz.. Kahraman Türk Askeri bu '' Kirli Tezgah'ın '' içine atılmaz.. Ne Yabancı askerler Türk Topraklarına girer ne de Türk Askeri Sınırdışında Operasyona katılır..
Akli Dengesi Bozuk Yöneticilerin Kendi Aralarındaki Savaşın Mağlubu Masum İnsanlar Olmasın..
Ölmeyi bayılmak sananların, yakınında silah sıkılmamışların, zenginlik hayallerine kapılıp başkalarının hayatlarını önemsemeyenlerin hoşlandığı şeydir savaş..
SAVAŞ ONU TECRÜBE ETMEYENLER İÇİN GÜZELDİR !
Akli Dengesi Bozuk Yöneticilerin Kendi Aralarındaki Savaşın Mağlubu Masum İnsanlar Olmasın..
Ölmeyi bayılmak sananların, yakınında silah sıkılmamışların, zenginlik hayallerine kapılıp başkalarının hayatlarını önemsemeyenlerin hoşlandığı şeydir savaş..
SAVAŞ ONU TECRÜBE ETMEYENLER İÇİN GÜZELDİR !
25 Eylül 2014 Perşembe
İnsan Neden Geçmişe Hasret ?
Geçmiş yaşanmış ve bitmiştir. Geçmiş günler, geçmiş insanlar ruha güzel bir tat bırakmıştır ve her geçen seneler bu tat buruklaşır fakat yine de dinmez, insan o günlere duyduğu özlemi dindiremez; çünkü gelecekte öyle güzel günlere sahip olacağı öyle güzel insanları tanıyacağı muammadır.
İnsan geçmişte yaşadığı kötü günleri bile özlemle anar, ilk başta bu durum garip gelse de doğaldır; çünkü o kötü günlerin bitmesiyle ortaya bir lezzet çıkmıştır ve şükrederiz bu kötü günlerin geride kalmasına..
Eski denilen, geçmiş denilen hep bir devirdir aslında, çocukluk özlenir, gençlik özlenir, eşyalar özlenir, şarkılar özlenir, insanlar özlenir..
İnsanoğlu ruhsal ve duygusal doyum olmadan yaşayamaz, koşmaya başlar bir yerlere yetişmeye çalışır, bir bakar ruh arkada kalmış, ruh ''eski''de kalmış, işte o zaman '' bir şeyler eksik '' duygusu uyanır, eskiler hatırlanır, özlenir lakin geri dönüş zordur..

Bir kere kıymet bilir insan, o da elindekini kaybettikten sonra.. Olmayana özlem duyar, zamanında kıymetini bilmediğimiz için özleriz tıpkı şu anın kıymetini bilmediğimiz gibi ne bilirsin belki gün gelecek bugünü de özleyeceğiz..
Bazen çocukluk gelir aklına; bizim çocukluğumuzda saklambaç vardı, sokak aralarında oynanırdı futbol, kale direkleri taştandı üst üste iki taş.. Yediğimiz gollere '' taşın üstünden geçti sayılmaz '' derdik ne masum günlerdi o günler.. Futbolcu kartlarımız vardı uğruna kavga ettiğimiz ama 10 dakika sonra barışır kartları değiştirirdik.. Şimdi bugüne bakıyorum ne eski dostlar kalmış ortada ne de eski imkanlar..
Geçmiş zor koşullarda yaşanmış olmasına rağmen özlendi; şarkılar özlendi, sohbetler özlendi, insanlar özlendi, samimiyet özlendi ama kayboldu gitti işte neylersin..
Hani her bayram sabahı büyüklerimiz iç çekerek '' nerede eski bayramlar '' der ya işte o zaman düşünürsün bayramlar mı değişti yoksa insanlar mı ? Özlenen eski bayramlar mı yoksa gençlik mi ? Özlenen eskinin samimiyeti mi ?
İnsan her halukarda geçmişi özler; çünkü her geçen gün bizi yolun sonuna bir adım daha yaklaştırır..
Geçmiş, elde olmasa da hafızadadır en azından, Gelecek ise ne elde ne de hafızadadır. Sadece bir ümit, bir bekleyiştir..
İnsan geçmişte yaşadığı kötü günleri bile özlemle anar, ilk başta bu durum garip gelse de doğaldır; çünkü o kötü günlerin bitmesiyle ortaya bir lezzet çıkmıştır ve şükrederiz bu kötü günlerin geride kalmasına..
Eski denilen, geçmiş denilen hep bir devirdir aslında, çocukluk özlenir, gençlik özlenir, eşyalar özlenir, şarkılar özlenir, insanlar özlenir..
İnsanoğlu ruhsal ve duygusal doyum olmadan yaşayamaz, koşmaya başlar bir yerlere yetişmeye çalışır, bir bakar ruh arkada kalmış, ruh ''eski''de kalmış, işte o zaman '' bir şeyler eksik '' duygusu uyanır, eskiler hatırlanır, özlenir lakin geri dönüş zordur..

Bir kere kıymet bilir insan, o da elindekini kaybettikten sonra.. Olmayana özlem duyar, zamanında kıymetini bilmediğimiz için özleriz tıpkı şu anın kıymetini bilmediğimiz gibi ne bilirsin belki gün gelecek bugünü de özleyeceğiz..
Bazen çocukluk gelir aklına; bizim çocukluğumuzda saklambaç vardı, sokak aralarında oynanırdı futbol, kale direkleri taştandı üst üste iki taş.. Yediğimiz gollere '' taşın üstünden geçti sayılmaz '' derdik ne masum günlerdi o günler.. Futbolcu kartlarımız vardı uğruna kavga ettiğimiz ama 10 dakika sonra barışır kartları değiştirirdik.. Şimdi bugüne bakıyorum ne eski dostlar kalmış ortada ne de eski imkanlar..
Geçmiş zor koşullarda yaşanmış olmasına rağmen özlendi; şarkılar özlendi, sohbetler özlendi, insanlar özlendi, samimiyet özlendi ama kayboldu gitti işte neylersin..
Hani her bayram sabahı büyüklerimiz iç çekerek '' nerede eski bayramlar '' der ya işte o zaman düşünürsün bayramlar mı değişti yoksa insanlar mı ? Özlenen eski bayramlar mı yoksa gençlik mi ? Özlenen eskinin samimiyeti mi ?
İnsan her halukarda geçmişi özler; çünkü her geçen gün bizi yolun sonuna bir adım daha yaklaştırır..
Geçmiş, elde olmasa da hafızadadır en azından, Gelecek ise ne elde ne de hafızadadır. Sadece bir ümit, bir bekleyiştir..
1 Haziran 2014 Pazar
Memleketim Başpınar..
Memleket, içindeyken sıkılıp dışındayken de özlediğin yerdir ama herşeye rağmen özlenen yerdir, beklenen yerdir..
Başpınarlı olupta memleketine hiç gitmeyen nice Başpınarlılar vardır, Bilenlerin hatıralarını canlandırmak, bilmeyenlere ise Başpınar'a gitmeyi heveslendirmek gerek..
Başpınar, Erzincan ilinin küçük bir şehri olan Kemaliye'ye(Eğin) bağlı bir köydür..
Yaz aylarında doğa canlanır, çeşmelerden gelen su sesi insana huzur verir, dalından yenen mevyeler, açan çiçeklerle doğa ile başbaşa kalır stresten uzaklaşırsınız..

Kış ayları gelmeden büyük zahmetler çekilerek odunlar hazırlanır sobalar kurulur evlere..
Dışarıda yağan kar, içeride yanan sobadan gelen huzur veren çıtırtı sesleri ve üzerinde olmazsa olmaz kestaneler..
Kış ayı başkadır Başpınar'da doğa kartpostallık manzaralar verir size huzurun resmini bahşeder..
1.bölüm
Başpınarlı olupta memleketine hiç gitmeyen nice Başpınarlılar vardır, Bilenlerin hatıralarını canlandırmak, bilmeyenlere ise Başpınar'a gitmeyi heveslendirmek gerek..
Başpınar, Erzincan ilinin küçük bir şehri olan Kemaliye'ye(Eğin) bağlı bir köydür..
Başpınar'da her mevsim kendine has özelliklerle hüküm sürer,
Yaz aylarında doğa canlanır, çeşmelerden gelen su sesi insana huzur verir, dalından yenen mevyeler, açan çiçeklerle doğa ile başbaşa kalır stresten uzaklaşırsınız..
Sukunetin, huzurun ve doğanın davetini kabul edip Başpınar'a gelenler büyük şehirlerin verdiği yorgunluklardan, şehrin kalabalıklığından, günlük problemlerden bir nebze olsun uzaklaşırlar.
Başpınar'da kış ayları ise daha sakin devrede geçer, Yaz ayında Başpınar'a gelenlerin Kış aylarında da bu keyfi yaşaması gerekir..

Kış ayları gelmeden büyük zahmetler çekilerek odunlar hazırlanır sobalar kurulur evlere..
Dışarıda yağan kar, içeride yanan sobadan gelen huzur veren çıtırtı sesleri ve üzerinde olmazsa olmaz kestaneler..
Kış ayı başkadır Başpınar'da doğa kartpostallık manzaralar verir size huzurun resmini bahşeder..
Başpınar evleri mimarisiyle hem iç hemde dış mekan bakımından tarihi güzellikleri barındırır, taştan inşaa edilen evler genellikle 3 katlıdır, evlerin kapılarındaki işçilikler görülmeye değerdir..
Nostalji Videolarım
1.bölüm
2. bölüm
3.bölüm
4.bölüm
Huzur İçinde Bir Diyar Arıyorsanız Rotanız Kemaliye - Başpınar Olsun..
22 Mayıs 2014 Perşembe
Şehrin Işıklarındaki Hikayeler..
Şehrin Işıkları dans ediyor karanlığa inat ve hepsi ayrı hikayeler sunuyor. Her birinde ayrı sevinç, her birinde ayrı hüzün, herkes evine dönmüş kimi kocasından yediği dayağa kaldığı yerden devam ediyor çaresizce, kimi yarın okulda sevdiği kıza yan gözle bakanın ağzını burnunu kırmanın derdinde, kimisi yarın yine hangi arabanın altına yatacağını düşünüyor elinin simsiyah rengine bakarak değer mi diyor belki de..

Kimi saat 6'da kalkacak uyumak istiyor yine fabrikanın servisini kaçırıp dolmuşa para vermemek derdi, kimi hastane köşelerinde dermansız bekliyor ölümü, kimi yarın hangi kıyafeti giysem derdinde, kimi içiyor derdi tasayı yok etmek için, kimi ibadethanesinde yalvarıyor Allah'a, kimi hayalini kuruyor geleceğinin, kimi ise eskileri yad ediyor gözüyaşlı..
Vardır işte her ışığın ayrı bir hikayesi, sonunda herkes kendi derdine sarılıyor, rengi ve gücü ne olursa olsun karanlığa anlatıyorlar dertlerini..

Kimi saat 6'da kalkacak uyumak istiyor yine fabrikanın servisini kaçırıp dolmuşa para vermemek derdi, kimi hastane köşelerinde dermansız bekliyor ölümü, kimi yarın hangi kıyafeti giysem derdinde, kimi içiyor derdi tasayı yok etmek için, kimi ibadethanesinde yalvarıyor Allah'a, kimi hayalini kuruyor geleceğinin, kimi ise eskileri yad ediyor gözüyaşlı..
Vardır işte her ışığın ayrı bir hikayesi, sonunda herkes kendi derdine sarılıyor, rengi ve gücü ne olursa olsun karanlığa anlatıyorlar dertlerini..
Maden İşçileri ve Milletvekilleri
Geçtiğimiz günlerde TBMM'de Soma ile ilgili önerge görüşmeleri yapıldı, Bu görüşmelere 78 milletvekili katıldı peki geri kalan 461 milletvekili neredeydi ? Milletvekili maaşları ile ilgili önerge görüşmelerinde (hem de gece yarısı) tam kadro yer alan MilletinVekilleri Soma faciasını neden umursamadı, söz konusu maaşları olmadığından ilgilerini mi çekmedi yoksa ?
301 can.. Dile kolay..
Gerçi ne bekliyoruz ki ? Vekillerimizin yaptığı en büyük iş '' kabul edenler - etmeyenler '' sözünü duyduklarında el kaldırıp indirmektir. Bazen de ceylan derisi koltuklarda uyuyakalırlar..
Yazık ki bunlar Milletin Vekilleri..
Fazla da Söze Gerek Yok..
İlginize Teşekkürler TBMM..
301 can.. Dile kolay..
Gerçi ne bekliyoruz ki ? Vekillerimizin yaptığı en büyük iş '' kabul edenler - etmeyenler '' sözünü duyduklarında el kaldırıp indirmektir. Bazen de ceylan derisi koltuklarda uyuyakalırlar..
Yazık ki bunlar Milletin Vekilleri..
Fazla da Söze Gerek Yok..
İlginize Teşekkürler TBMM..
16 Mayıs 2014 Cuma
SOMA
Bu maden ocağının sahibi nerededir ? Şu anda ne yapar ? Neden bu kişi ya da kişiler hiç gündeme gelmiyor ? Bu umursamazlık neden ? Kim Koruyor ? Alp Gürkan ve ekibinin inine ne zaman girilecek ?
İşçi aidatlarıyla alemlere akan, altlarında mercedes arabaları, gözlerinde rayban gözlükleriyle taziyeye giden sendika ağalarının görevi sadece 1 Mayıs'ta meydanlara adam toplamak mı ?
Koruma ordularıyla Soma'ya giden siyasetçiler taziyeye mi gitti yoksa kabadayılık yapmaya mı gitti ?
783 işçinin madende olduğu söylendi, geri kalan işçiler nerede ? Ne zaman açıklama yapılacak ? Halktan ne gizleniyor ? Soma'nın afet bölgesi ilan edilmemesi içi eksik bilgi mi paylaşılıyor ?
Bir Maden işçisinin kendini sedyeden daha değersiz hissettiği ülkede bu sorulara halen cevap bulunmaması doğaldır.. Rezil bir ülkeyiz.. Allah Bizi Affetsin..
İşçi aidatlarıyla alemlere akan, altlarında mercedes arabaları, gözlerinde rayban gözlükleriyle taziyeye giden sendika ağalarının görevi sadece 1 Mayıs'ta meydanlara adam toplamak mı ?
Koruma ordularıyla Soma'ya giden siyasetçiler taziyeye mi gitti yoksa kabadayılık yapmaya mı gitti ?
783 işçinin madende olduğu söylendi, geri kalan işçiler nerede ? Ne zaman açıklama yapılacak ? Halktan ne gizleniyor ? Soma'nın afet bölgesi ilan edilmemesi içi eksik bilgi mi paylaşılıyor ?
Bir Maden işçisinin kendini sedyeden daha değersiz hissettiği ülkede bu sorulara halen cevap bulunmaması doğaldır.. Rezil bir ülkeyiz.. Allah Bizi Affetsin..
22 Nisan 2014 Salı
23 Nisan Kutlu Olsun
Şimdi çocukluk
günlerine dönmek vardı. Annenin keyifle içeceğin kolana su katmasına,
tırnaklarını dibinden kesmesine, ağzını sabunlu bezle delercesine silmesine
katlanmak, akülü arabalarla benzin derdi olmadan deli gibi dolanmak, okul
bahçesinde kozalak ve teneke kutularla maç yapmak, biriktirdiğin tasolarını ve
futbolcu kartlarını çalan arkadaşına kafa atmak sonrasında barışmak için
kartları hediye etmek..
Pazar sabahları Barış Manço ile güne başlayıp, akşamları
Bizimkiler dizisini izleyip uykuya dalmak, Capri-Sun patlatmak, tipitip
sakızını cebinden eksik etmemek.. Kısaca en kıyağı 90’larda çocuk olmaktı.
Yıllar geçti dünya düzeni bozuldu ve günümüzde pek önemi
kalmadı çocukların, 23 nisanların artık en az yetişkinler kadar çocuklarda
şiddete maruz kalıyor, eziyet görüyorlar.. Çocuk işçilerin çocuk gelinlerin sayıları her geçen gün artıyor.. Maalesef böyle pek çok utanç örneği sayılabilir..
Çocuklarımıza sahip çıkalım !
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Mutlu
Olsun..
‘’ Vatanı Korumak, Çocukları Korumakla Başlar ‘’ Mustafa Kemal ATATÜRK
16 Nisan 2014 Çarşamba
Menfaat İlişkisi
Herşeyin menfaat üzerine kurulduğu bir dünyada yaşamak ne zordur değil mi..
Ülkeler arasındaki ilişkilerden tutun, arkadaşlarınızla, akrabalarınızla komşularınızla yaşadığınız ilişkilere kadar herşeyin menfaat üzerine kurulduğunu görürsünüz. Malesef İnsanoğlu, karakterini bir kenara bırakıp menfaatin peşinden gidiyor.
Menfaatin
başladığı yer olarak okul sıralarını örnek verebilirim, genellikle sınıfın en
çalışkanı ile en tembeli pek anlaşamaz sürekli didişme halindedirler ta ki
sınav günleri yaklaşana kadar sınav günü yaklaştığında sınıfın en tembeli
sınıfın en çalışkanının huyuna suyuna gitmeye başlar ‘’arkadaş olalım‘’ , ‘’iyi geçinelim‘’ der bunun tek bir nedeni
vardır ‘’o bana sınavda yardım eder, kopya verir düşüncesi..’’ işte bu
düşüncelerle ilkokul sıralarında giriyor hayatımıza menfaat kavramı ve günümüzün selamlaşma sebebi oluyor.
Varlık içinde bir adam düşünün kapısını çalan
çoktur, selam vereni, arayanı tıpkı
parası gibi boldur, gün gelir bu varlık içindeki adam yokluğa düşer o günden
sonra o kapısını çalıp selam verenler tıpkı parası gibi yok olurlar. İnsan
yokluğa düştüğü zaman gerçeklerin farkına varır yokluk şer gibi görünse de
hayırlı tarafı da vardır, çevrendeki
insanların gerçek yüzünü menfaatleri bittiği zaman görürsün işleri bitenler
selam bile vermez olur. Kara günde ortaya çıkar, kanları menfaat yönüne akanlar
ile vefa yönüne akanlar..
Atalarımız ne güzel demiş ‘’ düşenin dostu olmaz
hele bir yol düşte gör.. ‘’ Kimin ne zaman varlıklı olacağı yokluğa düşeceği
bilinmez, Varlıktan yokluğa yokluktan tekrar varlığa kavuşabilirsiniz hayat
sınavlarla dolu bir gün devran döndüğünde tekrar varlığa kavuştuğunuzda o kanları
menfaat yönüne akanlar sizin kapınızı tekrar çalacaklar arayıp sormaya
başlayacaklar siz siz olun bir daha onlara ne kapınızı açın ne de telefonlarına
cevap verin.
Vefalı İnsanlarla Bir Olma Ümidiyle..
14 Nisan 2014 Pazartesi
Neler Yapacağız
‘’ Farklı açılardan ‘’
blog yayın hayatına başladı, bu yazımda blogumuzda neler olacağı
konusunda kısa bir bilgi vereceğim.
Blogumuzda Ekonomi, Spor, Teknoloji, Sağlık, Kültür sanat, Eğitim, Yaşam gibi birçok kategoriden
yazılarım olacak. Bu yazılarımda vurgulayacağım en önemli unsur ise
kategorilere özgü güncel olayları farklı açılardan değerlendirmelerim
olacak.
Peki neden farklı açılardan
değerlendireceğim, çünkü insanoğlu bir olaya hep aynı taraftan baktığı için pek
bir ilerleme kaydedemez, insan bazen sadece bakış açısını değiştirerek olayları
çok daha farklı algılayabilme imkanı yakalar,
sorunlarını farklı bakış açılarıyla çözer, karşısındakini daha iyi
anlar. Uzaktan bakıldığında çok ufak bir detay olarak gözükse de yaşamı farklı
açılarda detaylandırdıkça hayatın farkına varırsınız..
Güncel yazılarımla
burada olacağım. Takipte Kalın..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)