Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar ahlak dersi veren ( verdiğini zanneden ) insanların olduğu toplumda reyting rekorları kıran televizyon programlarında ahlaksızlık olur mu hiç ? OLUR !!
Çünkü bizim toplumumuzda ahlak denildiği zaman düşünülen tek şey giyim kuşam olur..
'' Giyim kuşamın edepli adaplı ise sen on numara beş yıldız ahlaka sahip bir insansın '' düşüncesi hakimdir bizim toplumumuzda..
İstediğin her haltı ye, her türlü ahlaksızlığı yap ama giysilerin edepli olsun gerisi hiç mühim değil.. İşte bu kafa olduğu müddetçe toplum değeri çöker ve ahlaksız televizyon yapımları daha çok prim yapar..
Reyting uğruna, reklam gelirleri uğruna ses çıkarılmayan, ahlaksızlık temeli üzerine kurulmuş yapımlar var bu memlekette ama kimsenin umurunda değil çünkü para geliyor para.. Bu ülkede bilgi yarışmaları, kültür programları 23:30 - 00:00 arasında başlıyor çöpçatan ile dedikodu programları her saat var..
''Vay efendim, halk öyle istiyor, izliyor, izlemesin biz ne yapalım, izlemezse yayından kalkar zaten, halkın talebine göre yayın saatleri şekilleniyor'' diyenler var..

Malesef ki ekranlarımızda şiddet var, suç var, uyuşturucu var, alkol var, aldatma var, istismar var, her türlü ahlaksızlık var ama toplumun ahlak bekçilerinden tık yok, lafa geldi mi edepten terbiyeden bahsetmekte üstlerine yok.. Hani nerede edep ? Birazda medya üzerine ahlak bekçiliği yapın..
Bu sorgulamadığınız medya, toplumu yönlendiren kuvvet etkisine sahip bir güçtür.. Medya sayesinde toplumun ahlaki yapısını bozmak çok kolaydır hele bir de bu toplum ahlaklı olmayı tek bir kıstasa bağlıyorsa vay o toplumun haline.. Siz ahlaki yozlaşmaya sebebiyet verebilecek bir yapımı toplumun önüne koyarsanız, ahlaksızlığın önünü açarsanız, araştırmayı sevmeyen, sorgulamayan, her önüne konulanı tüketmeye kurgulanan toplum maalesef o yapımı izler. Zaten siz toplumun izlemeyeceğini bilseniz o ahlaksız yapımları yayına geçirmezsiniz, halbuki bu yayınları yapıp toplumu çürütmek yerine, toplumu okumaya, öğrenmeye, araştırmaya, üretmeye teşvik eden yapımlar yapsanız, ahlaklı olmayı sadece giyim kuşam sınırında değilde tam kapasiteli olarak anlatsanız bu topluma daha iyi olmaz mı ?
İşte o zaman toplum bilinçlenir ve o sizin seviyesiz yapımlarınızı izlemez.. Ama yapmazsınız çünkü ahlak anlayışı sınırlandırılan toplumu ahlaki yozlaşmaya itmek için en kolay yolu bulmuşsunuz, karşınızda bilinçsiz bir toplum var ve bu ahlaksız yapımları her saate yayıp değişik isimler ve renkler altında toplumun önüne itiyorsunuz bir de üstüne pişkince '' Biz yayınlıyoruz halk izlemesin o zaman yayından kalkar '' diyorsunuz.. Bu ahlaksızlığı meşrulaştırmaktır. Yazıktır bu topluma.. Yazıktır gençlere, yeni nesillere.. Zaten önce yeni neslin beyni karıştırılıp yok edilmeye çalışılıyor.. Bir an önce medya üzerinden oynanan bu oyuna dur demeliyiz..
Şunu unutmamalıyız ki; Bir ülkede ahlaklılar, namuslular ve iyiler; en az ahlaksızlar, namussuzlar ve kötüler kadar cesur ve gözü kara olmazsa o ülkenin geleceği karanlıktır..
Toplumda ahlak ile beraber saygı da her geçen gün çöküyor.. Bizi bu buhrandan kurtaracak olan, okumak, araştırmak, üretmektir. İzdivaç ve dedikodu programları, ada yarışmaları, edepten yoksun diziler bizleri kurtarmaz uçuruma sürükler.. Bunlar gelenek ve göreneklerimize sinsice saldırı projeleridir.. Bu yapımlara fırsat vermemeliyiz, uyanmalıyız, uyandırmalıyız..